Doç. Dr. Hakan Balıbey
Y ü k l e n i y o r

Sıkça Sorulan Sorular

SSS

Psikiyatrist ve psikolog birbirinden farklıdırlar. Psikiyatristler tıp fakültesi sonrası uzmanlık alanı olarak psikiyatriyi seçenler tıp doktorlarından oluşmakta iken, psikologlar sosyal bilimlerden tercihini psikoloji eğitimi üzerine yapanlardır. Psikiyatri biliminin temel ilgi alanı ruhsal bozuklukların tanı, tedavisi ve önlenmesi iken, psikoloji ağırlıklı olarak normal insan ve hayvan davranışlarını ve bu davranışlarla ilişkili psikolojik, sosyal ve biyolojik süreçleri inceleyen bir alandır. Bu iki meslek grubunun temel farklılıkları olmasına karşın, birbirlerini tamamlayıcı ortak ilgi alanları olduğu bir gerçektir.

Üniversitelerin tıp fakültelerinden mezun olmuş ve ruh sağlığı ve ruhsal hastalıklar konusunda uzmanlık eğitimi almış hekimdir. Psikiyatri (ruh hekimliği) tıpta uzmanlık dallarından biridir. Bu uzmanlık dalının konusunu ruh sağlığı ve ruhsal bozukluklar oluşturur. Psikiyatri uzmanının ana uğraşı alanı, ruhsal bozuklukların tanı, tedavi ve önlenmesi ve ruh sağlığının geliştirilmesidir. Hastasının ruhsal sağlığı yanında, tıbbın diğer alanlarında çalışan meslektaşları gibi hastasının bedensel sağlığını da dikkate alır.

Psikiyatri biliminin sadece ağır ruhsal hastalıklarla ilgilendiği düşüncesi geçerli bir düşünce değildir. Bu anlayış çok eskilerde kalmış ve geçerliliğini yitirmiş bir düşüncedir. Günümüz sınıflandırma sistemlerinde çok sayıda ruhsal bozukluk yer almaktadır ve bunların çok büyük bölümü ağır ruhsal bozukluklar dışında kalan bozukluklardan oluşmaktadır. Örneğin korkular, örneğin mutsuzluk, örneğin çekingenlik, örneğin nedeni bulunamamış ağrılar gibi birçok yakınma psikiyatri alanında değerlendirilen bozuklukların belirtileri olabilir.

Günümüzde ruhsal bozuklukların kesin nedenleri henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Eskilerde daha çok psikolojik nedenler ön planda iken, inceleme tekniklerindeki gelişmelere paralel olarak artık psikiyatrik bozuklukların biyolojik nedenleri konusunda daha çok bilgi birikimi bulunmaktadır. Güncel bilimsel veriler psikiyatrik bozuklukların temelinde biyolojik etkenlerin önemli rol oynadığına işaret etmektedir. Bu anlamda, psikiyatrik bozuklukların bir güçsüzlük olarak görülmesi doğru değildir. Psikiyatrik bozukluklar sarılık, pnömoni, romatizma gibi diğer bedensel hastalıklara benzer ve güçsüzlük olarak görülmesi yanlış bir düşüncedir.

Genellikle çocukluktan beri var olan belirtiler kişilik yapısıyla ilişkilidir. Kişilik yapısıyla ilişkili olsa bile, uygun tedavilerle birçok belirtinin düzeltilmesi mümkündür. Kişilik yapısının ürünü gibi görünen birçok özelliğin, çok küçük yaşlarda başlamış, düzelme olasılığı bulunan bir ruhsal bozukluk olma olasılığı da vardır. Bu nedenle yaşam kalitesini etkileyen her türlü sorun ya da belirti de profesyonel yardım istemekte yarar vardır.

Design by Belerima