Paranoid Kişilik Bozukluğu (PKB), kişinin başkalarına karşı aşırı ve temelsiz bir güvensizlik ve kuşku duymasıyla karakterize edilen bir kişilik bozukluğudur. Bu kişiler, çevrelerindeki insanların sürekli olarak onları aldatmaya, aşağılamaya ya da tehdit etmeye çalıştığına inanabilirler.
Bu kişilik bozukluğuna sahip kişiler aşırı duyarlı olabilir, kolayca hakarete uğrayabilir ve korkularını veya önyargılarını doğrulayabilecek ipuçları veya öneriler için çevreyi dikkatli bir şekilde tarayarak dünyayla ilişki kurmayı alışkanlık haline getirebilirler. Hevesli gözlemcilerdir ve sıklıkla tehlikede olduklarını düşünürler ve bu tehlikenin işaretlerini ve tehditlerini ararlar.
Paranoid kişilik bozukluğu diğer insanların hareketlerini küçültücü ve tehdit edici olarak algılayan aşırı duyarlılıktır.
Bu özellikler, genellikle genç erişkinlik döneminde başlar ve hayatın pek çok alanında kendini gösterir: İş, aile, romantik ilişkiler ve arkadaş çevresi…
PKB'nin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık, çocuklukta yaşanan travmalar, ihmal ya da sürekli eleştirilme gibi faktörlerin bu bozukluğun gelişiminde rol oynadığı düşünülmektedir. Ayrıca, büyürken güvenli bağlanma ilişkileri kuramayan bireylerde de paranoid eğilimler daha sık görülmektedir.
Kısmen başkalarına güvenmeme eğiliminin bir sonucu olarak, paranoid kişilik bozukluğunun tedavisi üzerine çok az çalışma yapılmıştır. Çünkü terapisti bile bir tehdit ya da denetim aracı olarak görebilirler. Bu bozukluğun tedavisinde FDA tarafından onaylanmış herhangi bir ilaç hâlâ bulunmamaktadır, ancak bazı semptomların tedavisi için antidepresanlar, antipsikotikler ve duygudurum dengeleyiciler reçete edilebilmektedir.
PKB’li bireyler yardım bulma konusunda isteksiz olduklarından ve başkalarına güvenmekte zorluk çektiklerinden, tedavileri zorlayıcı olabilmektedir. Bu hastalıkta bilişsel davranışçı terapi ya da şema terapisi gibi yaklaşımlarla olumlu sonuçlar alınabilmektedir. Terapi ile birlikte güven ve empati olmak üzere genel başa çıkma becerileri artırılması hedeflenerek, sosyal etkileşimi, iletişimi ve öz saygıyı geliştirmek amaçlanmaktadır.